Bu yılki değerlendirmeye, 94 farklı ülkeden toplam 911 üniversite dâhil edildi ve küresel akademik çevrede yoğun ilgi uyandırdı.

Türkiye açısından bu yılki sıralama sonuçları, önceki yıllara kıyasla dikkat çekici bir artış ve ilerleme ortaya koydu. Katılım bakımından Türkiye, yalnızca Hindistan’ın ardından ikinci sırada yer alırken, birkaç yıl öncesine göre listede yer alan üniversite sayısında ciddi bir artış gözlendi. ISR 2026 sonuçlarına göre Türkiye’den 6 üniversite, dünya çapında ilk 100’e girerek uluslararası görünürlük ve prestij kazandı. Bu durum, Türk yükseköğretim sisteminin disiplinlerarası araştırmalara yönelme konusundaki kapasitesini açıkça ortaya koyuyor.

Bu üniversiteler arasında öne çıkanlar şunlar oldu:

• Koç Üniversitesi: Türkiye’den listede en yüksek sıralamaya sahip üniversite olarak, disiplinlerarası araştırmalarda önemli bir başarı sağladı.

• İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ): 2026 sıralamasında dünya genelinde ilk 60’a girerek yüksek bir başarı ve görünürlük elde etti.

• Sabancı Üniversitesi: Disiplinlerarası çalışmalarla küresel rekabette dikkat çeken bir diğer başarılı üniversite olarak öne çıktı.

Bu başarılar, mühendislik, fen bilimleri, sağlık bilimleri, sosyal bilimler ve teknoloji gibi farklı alanları birleştiren disiplinlerarası araştırmaların Türkiye’de giderek artan önemini ve ivmesini gösteriyor. ISR sıralaması, üniversitelerin yalnızca tek bir alandaki performansını değil, birden çok bilim dalını entegre eden araştırma çıktıları, yayın kalitesi, uluslararası iş birlikleri, disiplinlerarası etki ve bilimsel verimlilik gibi kriterleri dikkate alıyor.

Türkiye’den üniversitelerin ilk 100’e girebilmesi, yalnızca akademik başarıyı değil aynı zamanda ülkenin araştırma altyapısının güçlendiğini, disiplinlerarası projelere daha fazla yöneldiğini ve uluslararası iş birlikleri ile görünürlüğünün arttığını gösteriyor. Akademisyenler ve öğrenci kadroları, laboratuvar çalışmaları, teorik araştırmalar ve saha projeleri dâhil olmak üzere geniş bir alanda rekabet edebilir hâle geldi.

Bu başarı, yalnızca üniversitelerin değil, Türkiye’nin genel yükseköğretim vizyonunun gelişimini de yansıtıyor. Modern dünyada iklim krizi, biyoteknoloji, yapay zekâ, halk sağlığı ve sürdürülebilirlik gibi kompleks sorunların çözümünde disiplinlerarası bilim kilit öneme sahip. Genç akademisyenler, araştırma fonları, uluslararası ortak projeler ve bilim politikaları açısından bu sıralamadaki başarı, Türkiye’nin küresel akademik rekabet sahnesinde daha aktif ve etkili bir rol almaya başladığını gösteriyor.

Bu sonuçlar, üniversitelerin disiplinlerarası araştırmalara yatırım yapmasının, ulusal ve uluslararası bilim camiasında sürdürülebilir bir başarı ve etki oluşturmak için kritik bir strateji olduğunu da ortaya koyuyor. Ayrıca Türkiye’nin bilimsel üretim kapasitesi, akademik kadro yetkinliği ve araştırma altyapısındaki gelişmelerin, önümüzdeki yıllarda daha yüksek sıralamalara ulaşmasını mümkün kılacağına işaret ediyor.

İster araştırma fonları, ister laboratuvar projeleri, ister uluslararası ortaklıklar olsun, Türkiye’nin üniversiteleri disiplinlerarası bilim alanında yükselen bir ivme kazanmış durumda. Bu ivme, ülkenin bilimsel prestijini artırırken, aynı zamanda genç araştırmacılara küresel sahnede rekabet etme imkânı sunuyor ve Türkiye’nin inovasyon ekosistemine doğrudan katkıda bulunuyor.

Böylece ISR 2026 sıralamasındaki başarı, Türk üniversitelerinin sadece akademik performansını değil, disiplinlerarası araştırmalarda sürdürülebilir bir vizyon geliştirme kapasitesini de ortaya koyuyor ve Türkiye’yi bilim dünyasında giderek daha görünür bir konuma taşıyor.