Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce) Tıbbi Biyokimya Anabilim Kolu’ndan Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, yenidoğan bebeklere doğumdan çabucak sonra yapılan K vitamini enjeksiyonu konusunu kıymetlendirdi.

Bebekler düşük düzeylerde K vitamini depoları ile doğuyor

K vitamininin bedende depolanabilen yağda çözünen vitamin çeşitlerinden biri olduğunu tabir eden Prof. Dr. Nilgün Tekkeşin, “Kanın pıhtılaşmasında çok değerli misyonlara sahiptir. Eksikliği halinde kanama, pıhtılaşma bozuklukları ve buna bağlı olarak bedenin birçok doku ve organında bozukluklar meydana gelebilir. Sağlıklı bireylerde bedenin sağladığı bedenin ihtiyaç duyduğu K vitamininin birden fazla, tüketilen besinlerden ve bağırsaklarımızdaki sağlıklı bakterilerden karşılanmaktadır. Fakat bebekler düşük düzeylerde K vitamini depoları ile doğarlar ve bağırsaklarında kendi başlarına K vitamini üretmek için kâfi bakteri bulunmaz. Ayrıyeten, 6. aydan itibaren anne sütüne ek olarak tamamlayıcı besinler başlanana kadar K vitamini gereksinimi gereğince karşılanamaz.” dedi.

Tek doz K vitamini olumsuz sonuçları önlüyor

Prof. Dr. Tekkeşin, bebeklerin risk altında olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

“Yetersiz olan bu ölçü, yeni doğan bebeklerin yenidoğan hemorajik (kanama) hastalığı riski altında kalmasına sebep olur. Yenidoğan hemorajik (kanama) hastalığı bebeklerde görülen bir kanama bozukluğudur. Düşük K vitamini depoları nedeniyle olağan yenidoğanlarda bile bu eksikliğe ve kanamaya eğilim vardır. Hastalık bilhassa prematüre bebeklerde daha uzun ve daha şiddetli seyretmektedir. Kanama bedenin içinde yahut dışında oluşabilir. K vitamini eksikliğinin en kıymetli ve olumsuz sonucu baş içi kanama ve iç organlarda oluşan kanamalardır. Bu durumdaki bebek hayatını kaybedebileceği üzere beyin hasarı sonucu zekâ geriliği ve felç üzere kıymetli sıkıntılarla baş etmek durumunda da kalabilir. Yenidoğan bebeklere doğumu takiben yapılan tek doz K vitamini, bu vitaminin eksikliğini ve bunun sonucunda ortaya çıkabilecek kanamaları ve olumsuz sonuçları önlemektedir.”

K vitamininin 20 yıldan uzun bir müddettir, tüm yeni doğan bebeklere doğumda enjeksiyon yoluyla verildiğini lisana getiren Prof. Dr. Tekkeşin, “Ancak, enjeksiyonları yapmak için programın yürürlükte olması yanında, ebeveynler K vitamini enjeksiyonunun neden yapıldığı hakkında bilgilendirilmelidir.” tabirinde bulundu.

K vitamini enjeksiyonları yahut damlaları

Geçmişte K vitamini desteğinin damla yoluyla da yapıldığını lakin bu metodun enjeksiyon kadar tesirli olmadığının kanıtlandığını belirten Prof. Dr. Tekkeşin, ailelerin bu mevzuda tereddüt etmemesi gerektiğini söyledi. Damla metodunun uygulandığı periyotlarda önemli kanama hadiselerinin yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Tekkeşin, “K vitaminini tek enjeksiyonla almanın üç set damladan daha inançlı ve daha tesirli olduğu çok açıktır. K vitamini enjeksiyonları, yenidoğanın hemorajik hastalığı riskini azaltmak için en yeterli önleyici önlem olmaya devam ediyor.” biçiminde konuştu.

Ailelerin seçeneği var fakat tavsiye değişmiyor

Ailelerin bebeklerine K vitamini enjeksiyonu yapılmasına müsaade verme zaruriliği olmadığını lakin bunun “şiddetle tavsiye edildiğini” belirten Prof. Dr. Tekkeşin, Türkiye’de bu uygulamanın Sıhhat Bakanlığı’nın genelgesiyle kollayıcı sıhhat hizmetleri kapsamında standart olarak yapıldığını söyledi.

Ailelerin bilgilendirilmesinin değerine de değinen Tekkeşin, “Ebeveynler bebeklerinin K vitamini enjeksiyonu olmasına müsaade vermek zorunda değiller, lakin buna müsaade vermeleri şiddetle tavsiye ediliyor. Ülkemizde Bilim Kurulu teklifleri ile hazırlanan Sıhhat Bakanlığının 2021/11 sayılı Genelgesi ve talimatları uyarınca kollayıcı sıhhat hizmetleri kapsamında, tüm yenidoğan bebeklere doğumu takiben intramüsküler (kas içine) K vitamini uygulaması gerçekleştirilmektedir. Kimi bebeklerde enjeksiyon yerinde bir yahut iki gün hafif bir ağrı olur. K vitamini enjeksiyonları, yenidoğanın hemorajik hastalığı riskini azaltmak için en yeterli önleyici önlem olmaya devam ediyor.” halinde kelamlarını tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı