Ertuğrul Doğan, Trabzonspor Mecmuası’ndaki yazısında, Trabzonspor efsanesinin yürüyüşünün 2 Ağustos 1967’de başladığını, var olan tertibe eklenmek için değil, o tertibin dışına çıkarak yeni bir yol açmak için alana indiğini belirtti.

Trabzonspor’un kupalarla tanımlanabilecek bir muvaffakiyet kıssasına hiçbir vakit sahiplik etmediğini vurgulayan Doğan, şöyle devam etti:

“Bu kulübün geçmişinde hem zafer hem direniş var. İkinci Lig şampiyonluğundan Süper Lig zaferlerine uzanan çizgi, sportif yükselişten çok Anadolu’nun kendine inanma sürecidir. Bu inanç en çok da 3 Temmuz sürecinde doruğa ulaştı. Trabzonspor, gerçeği savunmaktan hiç vazgeçmedi. Milletlerarası spor hukuku o dönemi tüm açıklığıyla ortaya koydu, 2010-2011 şampiyonu Trabzonspor’dur. Bu artık argümanın ötesinde tescillenmiş bir durumdur. Ve biz bu gerçeğin taşıyıcısı olmaya devam edeceğiz. Sükunetle, kararlılıkla, geri adım atmadan.”

Doğan, bugün farklı bir devrin eşiğinde olduklarına işaret ederek, “Fatih Tekke ile birlikte futbol anlayışımızı yine tanımlıyoruz. Takımın omurgası korunurken maksada uygun destekler yapılıyor. Plansız atılımlarla değil, dengeli bir futbol stratejisiyle ilerliyoruz. Yeni dönemde alanda görülecek şey gayretle birlikte organize, disiplinli ve karakterli bir yapı olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Ekonomik düzlemde geldikleri noktanın da hafife alınamayacağını belirten Doğan, şunları kaydetti:

“Trabzonspor, mali bağımsızlığını kazanma yolunda büyük uzaklık kat etmiştir. Borç yükü azaltıldı, gelir modelleri çeşitlendi, kaynak kullanımı istikrara oturdu. Yeni projeler, üretken iş birlikleri ve altyapı yatırımlarıyla bu yapı daha güçlenecektir. Lakin her muvaffakiyet ortak bir sorumlulukla mümkündür. Bu kulübün yalnızca alandaki performansa değil, tribündeki dayanağa de muhtaçlığı var. Formasına sahip çıkan, kombinesini alan, fikriyle bu yapıya katkı sunan her bordo-mavi yürek, yürüyüşün gerçek ortağıdır. Trabzonspor aklın, adaletin ve aidiyetin buluştuğu merkezdir. Bu değişmeyecek ve kulübümüz kurulduğu gün kendine çizdiği bedellerden asla ve sapmadan geleceğe emin adımlarla yürüyecektir.”