Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Lideri Özgür Özel’e son açıklamaları üzerinden yüklendi.

Beştepe’de gerçekleşen Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Milletlerarası Konferansı’nda konuşan Erdoğan, “Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel başkanı mı yoksa hakaret otomatı mı maalesef aşikâr değil.” dedi.

Erdoğan, “Türkiye bu türlü bir siyasi üslubu hak etmiyor.” sözünü kullandı.

“KONTROLÜ İYİCE KAYBEDİYOR”

CHP lideri Özel için, “Yerel idareleri ahtapot misali saran cürüm örgütünün yolsuzlukları ortaya döküldükçe bu zat da denetimi düzgünce kaybediyor.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz elbette günden güne daha da sevimsiz hal alan bu lisana milletimizi mahkum etmeyiz.” halinde konuştu.

ÖZEL HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI

CHP lideri Özgür Özel hakkında dün akşam Ümraniye’de gerçekleşen mitingde kullandığı sözler nedeniyle soruşturma başlatılmıştı.

Özel konuşmasında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında iddialar gündeme getirmişti.

CHP lideri, Gürlek’in 2024 yılında bir kamu kuruluşunun yurt dışındaki şirketine yönetim kurulu üyesi atandığını dokuz ay sonra sonra bu misyonundan ayrıldığını ileri sürmüştü.

Ekrem İmamoğlu hakkında sürdürülen soruşturmalara reaksiyon gösteren Özel, “Bundan sonra etrafındakine talimat verdiğine, bizimle uğraşan itine köpeğine sahip çık. Bu kadar söylüyorum. Kâfi, kâfi.” sözlerini kullanmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özel hakkında soruşturma başlatmıştı.

CHP başkanına, cumhurbaşkanına hakaret ve kamu görevlisine misyonundan ötürü hakaret suçlamaları yöneltilmişti.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“- Sizler üzere seçkin konuklarımızın önünde gündeme getirmek istemezdim; fakat… Siyasetçiler olarak ataklar karşısında siyaset kurumunun prestijini da müdafaamız gerekiyor. Dün ana muhalefet partisi genel liderinin hezeyanlarını ülkemiz siyaseti ismine inanın hicap duyarak takip ettim.

– Konuşan, Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel başkanı mı yoksa hakaret otomatı mı maalesef aşikâr değil. Türkiye bu türlü bir siyasi üslubu hak etmiyor.

– Nitekim üzülerek söylüyorum; ağzından çıkanı kulağı duymayan zavallı bir şahıs var. Bu zat palavralarla, önüne gelene attığı iftiralarla giderek saldırgan hale geliyor. Mahallî idareleri ahtapot misali saran kabahat örgütünün yolsuzlukları ortaya döküldükçe bu zat da denetimi güzelce kaybediyor. Biz elbette günden güne daha da sevimsiz hal alan bu lisana milletimizi mahkum etmeyiz.

“KİTAP VE ALİM DAİMA MERKEZİMİZDE”

– Kütüphanecilik manasında bin 300 yıllık çok esaslı bir birikime sahibiz. Kitap ve alim daima merkezimizde yer aldı. Günümüzün bilim ve kültür mirasına milletimizin yaptığı katkı göz gerisi edilemeyecek kadar büyüktür.

– İlme ne vakit hak ettiği değeri vermişsek dünya tarihine geçen en büyük başarılarımızı o vakit elde ettik.

– Güçlü müktesebatı bilhassa cumhuriyetimizi maziden bir kopuş olarak gören tek parti yıllarında ne yazık ki gereğince değerlendiremedik. Birçok nesillerin geçmişiyle ortasına kalın duvarlar örüldü. Bu ülkenin aydınlık yarınları olan genç jenerasyonların kendi kökleriyle bağı zayıflatıldı. Evlatlarımız bedellerine bilerek yabancılaştırıldı. Koca bir kuşak iki ortada bir derede maalesef oradan oraya savruldu.

– Türkçe ezan garabetinden, musıki yasaklarına, kılık kıyafet dayatmalarına kadar hayatın birçok alanında bunları yaşadık. Köklerimizle tekrar bütünleşmeyi o denli yahut bu türlü başardık. Bakınız; bugün okul öncesinden doktora sonrası seviyeye kadar eğitim kurumlarımızla, gençlik merkezlerimizle çıtayı daha yükseğe taşıyoruz.

– Şu anda içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi, beş yıl evvel ülkemize kazandırdık. 5 milyon 100 bini aşkın kısmı matbu olmak üzere dijitalleştirilmiş yayınlarla birlikte 141 milyon 700 bin kaynak ile burayı dünyanın en büyük üçüncü kütüphanesi haline getirdik.”