Avrupa’da sonbahar, giderek yaz mevsiminin yerini alıyor.
Uzun yaz aylarının bunaltıcı sıcaklığı, yoğun kalabalık ve yüksek fiyatlar, tatilcileri “shoulder-season” olarak bilinen sezon dışı döneme yönlendiriyor; böylece Eylül-Ekim ayları artık Avrupa’nın yeni yaz tatili dönemi haline geldi. Tur operatörleri ve havaalanı verileri, Ekim ayının ilk günlerinde yolcu trafiğinin yüzde 7’ye yakın arttığını gösteriyor, bazı popüler destinasyonlar ağustos yoğunluğuna yaklaşan kalabalıklara sahne oluyor.
Özellikle Akdeniz ülkeleri, İskandinavya ve Orta Avrupa’daki doğa ile şehir sentezli rotalar, serinleyen hava ve daha uygun fiyatlar nedeniyle yoğun ilgi görüyor. Bu durum, turizm sektörü için yeni fırsatlar sunuyor: Oteller doluluk oranlarını yıl geneline yayabiliyor, restoran ve işletmeler sezonu uzatabiliyor; ziyaretçiler ise daha sakin ve ekonomik bir tatilin avantajını yaşıyor. Sonbahar yapraklarının renklenmesi, şehirlerin kalabalıktan arınması ve kültürel etkinliklerin yoğunlaşması da bu dönemi cazip kılıyor.
Uzmanlar, iklim değişikliği nedeniyle sıcaklıkların artmasıyla sonbaharın Avrupa’da giderek “ana tatil sezonu” haline geleceğini, 2026’dan itibaren bu trendin kalıcı bir turizm modeli oluşturabileceğini öngörüyor. Seyahat davranışlarındaki bu değişim, havayolu şirketleri ve tur acentelerinin planlamalarını da etkiliyor; bazı havayolları sonbahar dönemine ek uçuşlar koyarken, şehirler festivaller ve kültürel etkinliklerle bu yeni talebe hazırlanıyor. Uzmanlar, sonbahar destinasyonlarının önümüzdeki yıllarda küresel turizm pazarında daha yüksek bir paya sahip olacağını vurguluyor.
Avrupa’da sonbaharın yeni yaz mevsimi olarak öne çıkması, turizm sektörü, şehir planlaması ve tatil alışkanlıkları açısından köklü değişimleri beraberinde getiriyor.











