Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü.
Kadınlar, hem aile içinde hem de günlük yaşamda çeşitli şiddet türleriyle karşı karşıya kalıyor. Ancak birçok kadın, yaşadıklarının şiddet olduğunun farkında bile değil. İş fiziksel boyuta ulaştığında hatta can güvenliği tehlikeye girdiğinde durumun gerçek yüzü ortaya çıkıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “2024 yılı Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması” düşündürücü tabloyu gözler önüne seriyor.
Araştırmadaki verilere göre, yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete uğramış kadınların oranı yüzde 12,8.
Kadınların yüzde 28,2’si psikolojik, yüzde 18,3’ü ise ekonomik şiddete maruz kaldı.
Kadına yönelik fiziksel şiddetin en çok görüldüğü bölge yüzde 25,9 ile Kuzeydoğu Anadolu olarak belirlendi. En düşük olduğu bölge ise yüzde 8,8 ile Ortadoğu Anadolu oldu.
Ekonomik şiddete maruz kalanlarda bir okul bitirmeyen kadınlar yüzde 31,8 ile ilk sırada. Yükseköğretimi tamamlayan kadınlar ise yüzde 8,9 ile son sırada yer aldı.
“KADININ TOPLUMDA YER EDİNMESİ İÇİN DAHA FAZLA ÇALIŞMASI GEREKİR”
Avukat Aslı Koçak Arıhan, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Arıhan, “35 yaşından sonra kadınlar durumun farkına varıp kendini kurtarmaya çalıştığında da işte o zaman boşanmayla ilgili ciddi bir şiddete maruz kalıyorlar.” dedi.
Kadınların küçük yaşlardan beri gerek eğitim haklarının elinden alınması gerek iş bulma zorlukları olsun birçok alanda şiddetle karşı karşıya olduklarını dile getiren Arıhan, “Toplumsal olarak bir kadının toplumda yer edinmesi için belki erkekten 2-3 kez belki daha da fazla çalışmak zorunda kalıyor.” diye konuştu.
“DAHA YAYGIN YAYGIN OLMASI GEREKİR”
Sosyal Hizmetler Uzmanı Gülnur Yılmaz da eğitim düzeyi yükseldikçe şiddet oranının düştüğünü dile getirdi.
“Çünkü kadın bilinçli bir varlık oluyor. Sosyoekonomik bir kazancı oluyor.” ifadelerini kullanan Yılmaz, “Dolayısıyla ben bu şiddeti hak etmiyorum diyebilen bir eğitim düzeyine sahip oluyor. Ya da çıkıp gidebilme gücüne sahip oluyor. Kendini koruyabilme gücüne sahip olmuş oluyor.” ifadelerini kullandı.
Kadını korumak için pek çok önlem alındığına işaret eden Yılmaz, bunların artırılması gerektiğinin de altını çizdi.
Yılmaz, şöyle devam etti:
“Hepinizin bilgisi dahilinde olan KADES ya da işte faili ve mağduru takip eden sistemlerin çok daha yaygın olması mesela şiddeti biraz daha azaltır. Tabii ki şöyle suçun karşılığı olan ceza sistemin de belki mevzuat olarak da yerinden düzenlenmesi daha caydırıcı olması mesela kadına yönelik şiddeti azaltır.”











