Kan şekeri dalgalanmaları, sanılanın bilakis sadece diyabetle ilgili değildir; glikozdaki ani yükseliş ve düşüşler, obeziteden insülin direncine, kalp-damar hastalıklarından metabolik sendroma kadar pek çok kronik hastalığın erken ikaz işaretlerini verebilir. Bu nedenle yıllarca yalnızca diyabetli bireylerle anılan Daima Glikoz Takibi (CGM) teknolojisi, artık sağlıklı ömür takibinin en güçlü araçlarından biri haline geldi. Zira  CGM, bedenin besinlere, gerilime, uykuya ve antrenmana verdiği yansıları gerçek vakitli görünür kılarak şahsa eşsiz bir biyolojik farkındalık sağlıyor. Acıbadem Life Danışmanı ve Acıbadem Üniversitesi Diyabet Araştırma ve Uygulama Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, “CGM teknolojisi bize metabolizmanın perde gerisini gösteriyor. Diyabetli olsun olmasın herkes için glikoz dalgalanmaları, gelecekteki metabolik risklere dair çok pahalı bilgiler taşıyor” diyor. 

METABOLİZMANIZI AN BE AN TAKİP EDİN

Sürekli Glikoz Takibi (CGM) teknolojisinin yaygınlaşmasını insanların kendi biyolojik reaksiyonlarını gerçek vakitli izleme muhtaçlığının artışına bağlayan Prof. M. Temel Yılmaz, CGM ile bireylerin yedikleri bir öğünün kan şekerini ne kadar yükselttiğini, kısa bir yürüyüşün glikozu nasıl dengelediğini, gerilimin ya da uykusuzluğun metabolizmayı nasıl etkilediğini anlık olarak görebildiğini belirtiyor. Bu görünürlüğün metabolizmayı soyut bir kavram olmaktan çıkarıp günlük hayatın içine taşıdığını vurgulayan Prof. Yılmaz, “CGM dataları bireye, hangi yiyeceklerin kendisi için uygun olduğunu, hangi idman müddetinin kan şekerini stabilize ettiğini ve hangi alışkanlıkların metabolik yük oluşturduğunu objektif biçimde öğretiyor. Böylelikle teknoloji, sırf sıhhat takibi yapan bireylerin değil; sportmenlerin, kilo idaresi hedefleyenlerin ve hayat biçimini güzelleştirmek isteyenlerin de vazgeçilmez bir aracı hâline geliyor. CGM, “görerek öğrenmeyi” sağlıyor ve metabolizmayı soyut bir kavram olmaktan çıkarıp günlük hayata taşıyor. Beşerler yedikleri bir öğünün, yaptıkları bir yürüyüşün ya da dün geceki uykularının kan şekerine nasıl yansıdığını görerek daha şuurlu davranış değişikliklerine yöneliyor” diyor. 

CGM, ERKEN İHTAR SİSTEMİ GİBİ…

Diyabeti olmayan bireylerde bile gün boyunca besbelli glikoz dalgalanmaları yaşanabiliyor. Bu dalgalanmaların CGM teknolojisi ile ortaya konabildiğini söyleyen Acıbadem Life Danışmanı, Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, “Saatlik glikoz kayıtları sayesinde öğün sonrası ani “pikler”, gecelik düşüşler ve gün içindeki sık iniş–çıkışlar objektif biçimde görülebiliyor. Son araştırmalar, bilhassa obezite ve prediyabet kümesindeki bireylerde bu glikoz değişkenliğinin yüksek olduğunu ve bunun erken metabolik bozulmanın güçlü bir göstergesi olabileceğini kanıtlıyor. Hatta büsbütün sağlıklı görünen kimi bireylerin bile CGM takiplerinde vakit zaman prediabetik düzeylere ulaştığı; bu dalgalanmaların insülin direnci, kilo artışı ve uzun vadede kalp–damar hastalıkları riskleriyle bağlantılı olabileceği bedellendiriliyor. Bu nedenle CGM, sadece mevcut hastalığı izlemek için değil, gelecekte gelişebilecek metabolik sıkıntılara karşı bir erken ihtar sistemi üzere çalışıyor” sözlerini kullanıyor. 

DİYABETTE KONUTTAN TAKİP SİSTEMİ, SIHHAT İDARESİNİ KÖKTEN DEĞİŞTİRİYOR

CGM’in bireylerin kendi metabolik datalarına direkt ulaşmasını sağlayarak ferdî sıhhat idaresini kökten değiştirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, “Teknoloji yanlışsız biçimde yorumlandığında diyabetli bireylerde tedavi ahengini güçlendirirken, diyabeti olmayan şahıslarda de beslenme, uyku ve antrenman üzere günlük alışkanlıkların metabolik tesirlerini görünür kılarak ömür üslubu farkındalığını besbelli biçimde artırıyor. Herkesin glukoz yansısı benzersizdir; tıpkı yiyecek bir şahısta yüksek bir glikoz yükselmesi yaratırken bir diğerinde çok daha hafif bir karşılık oluşabilir. CGM bu farklılıkları gözler önüne sererek bireye özel beslenme planlarının, bireye nazaran düzenlenmiş idman tekliflerinin ve daha tesirli uyku–stres idaresi stratejilerinin geliştirilmesini mümkün kılıyor. Bu nedenle CGM datalarının yaygınlaşması, önümüzdeki yıllarda şahsileştirilmiş tıp yaklaşımının en güçlü bileşenlerinden biri olarak değerlendiriliyor” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı