Halk ortasında ‘kan zehirlenmesi’ olarak bilinen sepsis sanılanın bilakis, bedenin enfeksiyona karşı çok reaksiyon verip organlara ziyan vermesiyle oluşan ve ağır bakım tedavisi gerektiren acil bir durum. Bağışıklık sistemimiz bakteri, virüs yahut mantar kaynaklı enfeksiyonlara karşı uğraş etmeyi bırakmasıyla enfeksiyonun tüm bedene yayılmasıyla başlayan sepsiste birinci bir saat hayat hayati ehemmiyete sahip. Bu rahatsızlığın; ateş, süratli nefes, kalp çarpıntısı, tansiyon düşüklüğü ve şuur bulanıklığı üzere belirtilerle ortaya çıktığını söz eden Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı ve Genel Ağır Bakım Sorumlusu Dr. Tülin Tünel, “Özellikle; bebekler, yaşlılar, kronik hastalıkları olanlar, bağışıklık sistemi zayıf şahıslar yahut yetersiz beslenenler sepsis açısından yüksek riskli gruplardır” dedi.

Her yıl dünyada 30 milyondan fazla insanı etkileyen sepsis; doku hasarı, organ yetmezliği hatta mevte bile sebep olabiliyor. Bu nedenle de sepsisin süratli teşhis ve tedavi gerektiren önemli bir tablo olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı ve Genel Ağır Bakım Sorumlusu Dr. Tülin Tünel, “Bazen bağışıklık sistemimiz bu enfeksiyonlarla savaşmayı bırakarak kendi dokularına saldırmaya başlıyor. Bu ciddiyet nedeniyle tedavinin ağır bakımda yapılması gerekir. Hastalar yakından takip edilir ve öncelikle enfeksiyon kaynağı tespit edilir. Tedavi her hastaya özel olarak düzenlese de ekseriyetle süratli antibiyotik ve sıvı verilmesini, organların çalışmasını desteklemeyi ve gerekli ağır bakım aygıtlarının kullanılmasını içerir” formunda konuştu.

Belirtileri önemsemek septik şoka girmeyi önleyebilir 

Uyarı işaretlerinin erkenden tespit edilmesinin bedenin septik şoka girmesini önleyerek hayat kurtardığını lisana getiren Tünel, “Sepsis tablosunda; yüksek yahut düşük beden ısısı, bütün gün hiç idrara çıkmama, çok titreme, hasta hissetme, şiddetli ağrı yahut rahatsızlık, nefes darlığı, ciltte beneklenme ya da renk solması, konuşma zorluğu ya da baş karışıklığı üzere semptomlar görülebilir. Bu belirtilerin varlığında sepsis kuşkusunun nihaileşmesi için birtakım testlerle hastanın kıymetleri de incelenir” dedi.

Deneyimli gruplarla tedavide muvaffakiyet oranı çok yüksek

Ortalama olarak ağır sepsis tanısı alanların yüzde 30’unun hayatını kaybettiğini lisana getiren Tünel, “Hayatta kalanlardan yüzde 50’ye yakınının ise sepsis sonrası fizikî ve/veya ruhsal uzun vadeli tesirleri olan bir sendromdan mustarip olduğu biliniyor. Fakat uzman ağır bakım gruplarıyla sağ kalım oranlarının yüzde 85’e çıktığını da unutmamak gerekiyor. Bilhassa sepsis tanısı alan bir hastanın birinci bir saat içinde tedavisine başlanmışsa muvaffakiyet oranı yüzde 85’in bile üstüne çıkabiliyor” dedi.

Dr. Tülin Tünel, enfeksiyon kaynaklı sepsisten korunmanın en düzgün yolunun enfeksiyonlara yakalanmamak olduğunu, bunun için de en kolay, tesirli ve temel tedbirin el yıkama olduğunu vurguladı. Tam muhafaza için hakikat el yıkamanın püf noktalarını şöyle sıraladı:

1. Ellerinizi en az 10-15 saniye boyunca yıkamaya devam edin.
2. Sabun yerine el antiseptiği kullanıyorsanız, parmak aralarınızı birbirine sürterek temizleyin; başparmaklarınızı ve el üstlerinizi de ihmal etmeyin.
3. Ellerinizin büsbütün kuruması için pak ve hijyenik bir havlu tercih edin.
4. Musluğa direkt temas etmeyin; kapatmak için kullandığınız havluyu kullanın.
5. Akan suyun altında ellerinizdeki kirleri ve artık hususları uzaklaştırın.
6. Ellerinizde köpük oluşturarak parmak ortalarını, tırnak tabanlarını ve avuç içlerinizi güzelce ovun.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı