Dünya genelinde yılda 12-15 milyon, ülkemizde ise her sene yaklaşık 150 bin kişi inme geçiriyor. Tüm dünyada mevt nedenleri ortasında ülkeye nazaran değişmekle birlikte inme 2-5’inci sırada yer alırken; erken teşhis, süratli müdahale ve çağdaş tedavi uygulamaları sayesinde hem hayati risk azalıyor hem de kalıcı hasarların önüne geçilebiliyor. Memorial Şişli ve Göztepe Hastaneleri Nörorehabilitasyon ve Robotik Fizik Tedavi Merkezi Lideri Prof. Dr. Engin Çakar bu yıl 5’incisini düzenlediği Mucize Organ Beyin Sempozyumu’nda inme konusunda kıymetli açıklamalarda bulunurken, inme geçiren hastalar da düzgünleşme süreçleri ile ilgili tecrübelerini paylaştı.

Kalıcı hasarların önüne geçmek mümkün

İnme, beyne giden kan akımının tıkanması ya da beyin damarlarında meydana gelen kanama sonucu gelişen ani başlangıçlı ve acil müdahale gerektiren, hayati risk yaratabilen bir rahatsızlıktır. İnme geçiren bireylerde bedende güç kaybı, uyuşma, konuşma ya da manaya zahmeti üzere belirtiler apansız ortaya çıkar. Birtakım sinirsel felç bulguları geri döndürülebilir olsa da, uygun ve süratli tedavi sağlanmadığında birçok vakit kalıcı hasara yol açabilir. İnme üzere erken müdahale gerektiren bir başka durum olan beyin hasarları ise travmalar, beyin tümörleri, kalp durmasına bağlı olarak beynin oksijensiz kalmasıyla gelişmektedir. Bu nedenle hastalıkların vaktinde tedavi edilmesi hem ömür talihini artırır hem de kalıcı sakatlık riskini besbelli bir formda azaltabilmektedir.

Yürüme robotları felçli hastaları tekrar ayağa kaldırıyor

Felçli hastaların erken devirde müdahale ile yatağa bağımlılıktan kurtulması mümkün olabilmektedir. Son yıllarda inme ve beyin hasarı tedavisinde yaşanan kıymetli gelişmeler, hastaların ömür kalitesini artırmakta ve bağımsız hareket edebilme potansiyellerini güzelleştirmektedir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon tabibi liderliğinde alanında uzman fizyoterapist, ergoterapist ve konuşma-yutma terapisti eşliğinde bireye özel planlanan çeşitli fizik tedavi usulleri, uygulanan nörorehabilitasyon teknikleri ve el-kol ve yürüme robotları sayesinde hastalara hem yürüme yetileri tekrar kazandırılmakta hem de ince motor marifetlerini geri gerilebilmektedir. Böylece hastaların değerli bir kısmı yatağa bağımlılıktan kurtularak kısmi yahut tam bağımsızlığa kavuşmaktadır.

“İnme Benim Miladım Oldu”

Memorial Göztepe Hastanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Mucize Organ Beyin Sempozyumu” inme geçiren hastaların ilham veren öyküleri ile büyük ilgi gördü. 16 yaşında inme geçirerek uzun bir müddet yatağa bağımlı olan lakin Prof. Dr. Engin Çakar ve grubunun tedavi uygulamaları ile yine hayata dönen Sude Yılmaz, hayatını inmeden evvel ve sonra olarak ikiye ayırdığını belirtti.  2 sefer beyin kanaması geçiren ve şuan 22 yaşında olan Sude Yılmaz yaşadığı süreci şöyle anlattı; “Hastalıkla tanışmam çok genç yaşta oldu. Daha öncesinde orta ara başım ağrıyordu; o gün arkadaşlarımdan ilaç almıştım. Daha sonra konuta geldim. Olağan bir baş ağrısı sandığım için hastaneye gitmeyi hiç düşünmemiştim. O gün sınavıma çalışıyordum, ailem dışarıdaydı. O sırada başım ansızın çok şiddetli ağrımaya başlamış. Bu kısmı hatırlamıyorum. Olağanda hiçbir ağrı için komşuya gitmem ancak o gün komşumuza gidip ‘Başım çok ağrıyor, bu olağan değil. Beni hastaneye götürün.’ demişim. Hastaneye vardığımızda baygınmışım ve beyin kanaması geçirmeye başlamışım. Ailem geldiğinde o hastanede beni tutmamış zira kâfi donanıma sahip değilmiş; diğer bir hastaneye sevk edilmişim. Birinci beyin kanaması durdurulmuş. Hatta kendime geldiğimde anneme, ‘Anne bugün imtihanım vardı, ben neden buradayım?’ demişim. Bir–iki saat sonra ‘Sude Yılmaz ikinci beyin kanamasını geçirmiştir’ anonsu yapılmış.

‘Yenilgiyi Bekleyen Değil, Kazanmak İçin Savaşmayı Seçen Olun’

İlk beyin kanamasının akabinde kendisini büsbütün âlâ hissettiğini lakin ikinci kanamanın hayatını değiştirdiğini söyleyen Yılmaz, “İlk beyin kanamasından sonra her şey normalleşmişken, ikinci kanamadan sonra büsbütün felç geçirmişim. Yürüyemiyor, göremiyor, hareket edemiyor; hayatla ilgili tüm işlevlerimi kaybetmişim. Kendimi bile tanımıyordum, ailemi de tanımıyordum. İkinci kanama durdurulduktan sonra benim için adeta milattan evvel ve milattan sonra üzere bir periyot başladı. Milattan sonrası; tekrar yürümeyi, konuşmayı, görmeyi, kendimi tanımayı öğrendiğim uzun bir süreçti. Özel nörorehabilitasyon programı ve robotik fizik tedavinin ve hekimlerimizin dayanağı sayesinde bugün buradayım. Bu süreçte çaba eden herkese söylemek istediğim şu: İnme başlangıçta bir ömür gayreti iken sonrasında ise özgürlük savaşıdır. Yenilgiyi bekleyen değil, kazanmak için savaşmayı seçen olun” tabirlerini kullandı.

‘Kimse Umudunu Kaybetmesin! Tedaviye İnanın Ve Bununla Sonuna Kadar Gayret Edin!’

İnme geçiren hastalardan bir başkası ise 52 yaşındaki Armağan Erdoğan, 2018 yılında iş yerinde yaşadığı ani baş ağrısı sonrası gelişen süreci şöyle anlattı: “2018 yılının Ağustos ayında iş yerinde çalışırken başım ağrımaya başladı. Şirkette tabiplerimiz vardı; tansiyonumu ölçmelerini istedim. Fakat kısa müddet sonra baygınlık geçirdim ve hastaneye kaldırıldım. Beyin kanaması geçirdiğimi öğrendim. Çabucak ameliyat edildim ve yaklaşık yirmi gün ağır bakımda kaldım. Akabinde taburcu oldum. Eylül ayının başında ikinci bir beyin kanaması daha geçirdim. Bu süreçten sonra büsbütün ağır bir tablo gelişti. Uzun bir ağır bakım periyodunun akabinde robotik fizik tedavi ile rehabilitasyon kliniğinde özel nörorehabilitasyon tedavisi almaya başladım. Aralık ayında, elimde bastonla yürüyebilir hâle gelerek tedavimi tamamladım. Artık hayatıma devam edebiliyorum ve yardımsız bastonsuz özgürce yürüyebiliyorum; kendi işlerimi yapıyorum, konutuma bakabiliyorum, otomobil kullanabiliyorum. Geçen yaz yüzmeye başladım. Bunlar benim için çok büyük adımlar. Bunları yapabildiğim için herkese teşekkür borçluyum. Hiç kimse vazgeçmesin. Zira bu tedavi mümkün. Bence kimse umudunu kaybetmesin, tedaviye inansın ve bununla sonuna kadar gayret etsin”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı