Günlük hayatın ve endüstriyel üretim süreçlerinin vazgeçilmez bir modülü olan kimyasallar, gerçek yönetilmediğinde insan sıhhati, iş güvenliği ve etraf için önemli tehditler oluşturuyor. Son günlerde gündeme gelen kimyasal unsur zehirlenmeleri, bilhassa yerlerin haşerelerden arındırılmasında kullanılan hususları ve yolları tartışmalı hale getirdi.  Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Canan Uraz, kimyasal risklerin lakin yanlışsız bilgi, eğitim ve şuurlu uygulamalarla minimize edilebileceğini belirterek hayati ikazlarda bulundu.

Kimyasal hususların kullanımından kaynaklanan risklerin sıhhat, güvenlik ve etraf olmak üzere üç ana eksende kıymetlendirilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Canan Uraz, “Kimyasal unsurlar; meslek hastalıklarından iş kazalarına, yangınlardan ekosistem bozulmalarına kadar geniş bir yelpazede tehdit oluşturabiliyor. Bilhassa ilaçlama yapan işçinin uzman olması gerekiyor. Tarım, sıhhat yahut etraf denetiminde kullanılan kimyasallar yüksek dikkat gerektiriyor. Bu nedenle çalışanların kimyasal güvenliği, birinci yardım, ekipman kullanımı, yasal mevzuatlar ve atık idaresi üzere bahislerde kapsamlı eğitimlerden geçmesi gerekiyor.  Bu hususta yalnızca eğitimler kâfi değil, tertipli kontroller ve saha uygulamaları da bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır” diye konuştu.

“İş yerlerinde kurallara tam ahenk şart”

İş yerlerinde inançlı bir ilaçlama süreci için uyulması gereken kritik adımları anlatan Doç. Dr. Uraz, “ Güvenli bir ilaçlama süreci doğru ilaç seçimi ve etiket talimatlarının titizlikle okunmasıyla başlar.  Çalışanların maske ve eldiven üzere uygun şahsî esirgeyici donanımları kullanması, uygulama sırasında alanın boşaltılması ve rüzgâr üzere hava şartlarına dikkat edilmesi bir zorunluluktur. İlaçlamalar çoklukla sabah yahut akşam saatlerinde, hava sıcaklığının daha düşük olduğu saatlerde yapılmalıdır. Süreç sonrasında ise alanın gereğince havalandırılması, kimyasal atıkların gerçek yönetilmesi, sızıntılara karşı tedbir alınması ve acil durum planlarının hazır bulundurulması gerekir. İlaçlama sonrası ortaya çıkan kimyasal atıklar (artık ilaçlar, ambalajlar, temizleme suyu vb.) etrafa ziyan vermemek ismine gerçek formda toplanmalı ve bertaraf edilmelidir” dedi.

“Zehirlenme belirtileri sinsice ilerleyebilir”

Kimyasal zehirlenme belirtilerinin her vakit anında ortaya çıkmayabileceği konusunda ikazda bulunan Doç. Dr. Uraz, “Semptomlar kimyasalın çeşidine ve maruziyet mühletine nazaran değişebiliyor. Teneffüs zahmeti, ciltte yanma, bulanık görme, bulantı, baş dönmesi ve kalp çarpıntısı üzere belirtilerin görülmesi durumunda vakit kaybetmeden tıbbi yardım alınması gerekiyor. Bilhassa şuur kaybı ve nöbet üzere ağır tablolarda acil müdahale hayat kurtarır” diye konuştu.

“Ev ilaçlamalarında besin güvenliğine dikkat”

Vatandaşların meskenlerinde yaptırdığı ilaçlamalarda da büyük kusurlar yapılabildiğine değinen Doç. Dr.  Uraz, işlem öncesinde evcil hayvanların ve hane halkının ortamdan uzaklaştırılması, besinlerin, mutfak gereçlerinin ve ferdî eşyaların ise kesinlikle muhafaza altına alınması gerekiyor. Kimyasalların besinlere yahut mutfak yüzeylerine bulaşması önemli zehirlenmelere yol açabilir. Bu durum bazen besin zehirlenmesiyle karıştırılarak yanlış tedaviye sebep olabiliyor. Kimyasal unsurlara maruz kalma durumunda, antidotlar, göz yıkama istasyonları ve acil müdahale kitleri üzere birinci yardım materyalleri basitçe erişilebilecek bir yerde bulundurulmalıdır. Riskleri en aza indirmek için ruhsatlı firmalarla çalışılması, süreç sonrası ayrıntılı paklık ve tesirli havalandırma yapılması sıhhat açısından hayati değer taşıyor” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı