İntiharın sırf kişisel bir kayıp değil; aileleri, yakın çevreyi ve toplumu derinden etkileyen bir sorun olduğunu vurgulayan İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sıhhati ve Hastalıkları Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, “Erken fark edilmesi, yanlışsız yönlendirme ve takviye düzeneklerinin güçlendirilmesi ile intiharların büyük bir kısmının önlenebilir olduğu bilinmektedir” dedi.   İntihar riskinin birtakım belirtileri olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, kişinin intiharı çağrıştıran telaffuzlarının dikkate alınması gerektiğini söyledi.

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sıhhati ve Hastalıkları Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, 10 Eylül Dünya İntiharı Tedbire Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada intiharın tedavi ile önlenebilen bir durum olduğunu söyledi.

Depresyon hafife alınmamalıdır…

Ruhsal hastalıkların tedavisinin ve takibinin kıymetli olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, “Depresyon toplumda en sık görülen, tedavi edilebilir bir ruhsal hastalık olmasına karşın; tedavi edilmediği takdirde intiharla sonuçlanabilen hastalıkların başında gelir. Hasebiyle depresyonu hafife almamak, erkenden ruh sıhhati uzmanlarından dayanak almak çok kıymetlidir. Yeniden şizofreni, kişilik bozuklukları ile alkol husus kullanım bozuklukları intihara sıklıkla eşlik eden durumlardır. Kıymetli olan altta yatan bu ruhsal meseleleri çabucak fark etmek ve vaktinde tedavi etmektir. Yani intihar aslında tedavi ile önlenebilir bir durumdur” diye konuştu.

İntihar riskini gösteren belirtilere dikkat!

İntihar riskinin anlaşılabileceğini ve bu riskin birtakım belirtileri olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, “Altta yatan depresyon ve şizofreni üzere bir ruhsal hastalık tablosunun olması, şahısta kişilik bozukluğunun varlığı, alkol ve husus kullanım bozukluğu olması, ailede intihar hikayesi varlığı ve kişinin daha evvel intihar teşebbüsünde bulunmuş olması kıymetli risk faktörleri ortasında sayılabilir. Kişinin intihar fikrinden kelam ediyor olması bir başka değerli risktir. Kişinin çevresel faktörlerden ve toplumsal takviyeden mahrum olması da intihar riskini arttıran en önemli durumlardır” ihtarında bulundu.

Depresyon belirtilerini âlâ tanımak önemli…

İntihara en sık eşlik eden tablonun depresyon olması nedeni ile depresyonun belirtilerini tanımanın çok değerli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hülya Ensari, “Moral bozukluğu, hüzün, kahır hali, isteksizlik, hayattan tat alamama; halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk yahut çok uyku hali, iştahsızlık yahut çok iştah açılması eşlik ediyorsa; güçte azalma, dikkat dağınıklığı, hareketlerde konuşmada yavaşlama, ağlama eşlik ediyorsa, tekrar fikir içeriğinde ümitsizlik, karamsarlık yahut intihar niyeti eşlik ediyorsa biz bu durumda depresyondan kelam edebiliriz. Bu belirtilerin en az ikisi olmak kaydı ile 15 günden fazla tam gün sürüyorsa kesinlikle ruh sıhhati ve hastalıkları uzmanına başvurmak ve takviye almak gerekir” dedi.

Belirtilerin şiddeti artmadan uzmana başvurulmalı…

Bu belirtilerin hepsinin bir ortada olması gerekmediğini kaydeden Prof. Dr. Hülya Ensari, “Bu belirtilerin hepsi bir ortada olduğunda aslında tablo ağırlaşmış ve hastalığın şiddeti ile birlikte intihar riski de artmış demektir. O yüzden belirtilerin şiddeti ve mühleti uzamadan yardım almak yani erken tedavi başvurusu çok değerlidir. Sonuç olarak depresyon, tedavi edilebilir bir hastalık; intihar da önlenebilir bir durumdur” dedi.

Depresyon tedavisinde yeni tedavi formüller kullanılıyor…

Günümüzde depresyon tedavisindeki formüllerin değiştiğini belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, “Bugün artık depresyon tedavisinde uygulanan psikofarmakolojk tedavilerin yan tesirleri epey az olup günlük hayatı ve çalışmayı aksatmayacak niteliktedir. Yeniden depresyon tedavisinde kullanılan antidepresan ilaçların, doktor kontrolünde kullanılmak kaydıyla bağımlılık yapan özelliği yoktur. Bugün depresyon tedavisinde en kabul gören usul, psikoterapi ile birlikte psikofarmakolojik tedavinin bir ortada yürütülmesidir” dedi.

İntiharın erken fark edilmesi önemli…

İntiharın sadece kişisel bir kayıp değil; aileleri, yakın çevreyi ve toplumu derinden etkileyen bir sorun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hülya Ensari, “Erken fark edilmesi, yanlışsız yönlendirme ve dayanak sistemlerinin güçlendirilmesi ile intiharların büyük bir kısmının önlenebilir olduğu bilinmektedir” dedi.   

İntiharı çağrıştıran telaffuzlar ciddiye alınmalıdır…

İntihar eğilimi olan bireylere gerçek yaklaşımın değerli olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, “İntihar düşüncesi olan bireye yaklaşırken inanca dayalı bağlantı kurmak temeldir. Yeniden ortamın intihara erişimi kolaylaştıran araç ve gereçlerden arındırılmış olması gerekir. İntihar niyeti olan bireye yaklaşırken mümkün olduğu kadar empatik bir yaklaşımla, kişiyi eleştirmeden, yargılamadan anlamaya yönelik faal bir dinleme ile yorum yapmadan, umut aşılamak gerekir. Görüşme esnasında intihar fikrinin tespiti halinde, kişiyi ruh sıhhati uzmanından takviye almaya yönlendirmek, ikna etmek çok kıymetlidir. Acil durumlarda aile yakınları durumdan haberdar edilip; mümkünse kişi yalnız bırakılmayıp; gerektiğinde 112 haberdar edilerek; sıhhat kuruluşuna kadar eşlik edilmelidir” diye konuştu.

Sosyal takviye, esirgeyici bir faktördür…

İntiharın önlenmesinde toplumsal dayanağın kıymetli olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, “Toplum olarak zati kültürümüzde var olan dayanışmayı güçlendirmek, yalnızlık ve çaresizlik hissini azaltır. Toplumsal bağların güçlenmesine yardımcı olur. Toplumsal dayanak her vakit intihar için gözetici bir faktördür. Ruh sıhhati hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması ve damgalama ile çabanın güçlendirilmesi, intiharı tedbire çalışmalarında çok önemlidir” diye konuştu.

Umut her vakit, hepimiz için vardır…

10 Eylül Dünya İntiharı Tedbire Günü için bu yılın temasının “Umutla Bağlanmak” vurgusunu taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Hülya Ensari, “Hepimiz, küçük de olsa bir adımla, bir kişinin hayatında kelebek tesiri ile fark yaratabiliriz. Gelin ruhsal sorunlarınızı paylaşmaktan, dayanak almaktan çekinmeyin. Umut her vakit hepimiz için her vakit var, unutmayalım” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı