UEFA Avrupa Ligi’nin birinci haftasında Fenerbahçe, Hırvatistan deplasmanında Dinamo Zagreb’e 3-1 mağlup oldu.  Teknik Yönetici Sinan Kaloğlu, karşılaşmayı teknik bakış köşemizde masaya yatırdı.

Asensio ile sonuna kadar 

Sarı-Lacivertliler’in yeni transferlerinden Marco Asensio, birkaç gün evvel Kasımpaşa karşısında birinci 11’de başlayarak fileleri havalandırma başarısı göstermişti. Deneyimli futbolcu, dün akşam da 11’deydi. 90 dakika alanda kalan 29 yaşındaki oyuncu, attığı 64 pasın 58’inde isabet buldu. Üçüncü bölgede ise pek fark yaratamayan Asensio, Fenerbahçe’ye alışmak için hala vakte muhtaçlığı olduğunu gösterdi.

İşte Sinan Kaloğlu’nun maç değerlendirmesi: 

Fenerbahçe’nin Dinamo Zagreb deplasmanındaki performansı, saha içi tertip eksikliklerini bir defa daha gözler önüne serdi. Teknik Direktör’ün üçlü savunma tercihi; gereğince çalışılmamış, oyuncu ahengi sağlanmamış bir sistemin, alanda ne derece kırılgan olabileceğini gösterdi.

Kerem ve Nene üzere savunma ardına tesirli koşular atan, sürat ve atletizmle öne çıkan iki oyuncunun üçlü savunmada biri kanat bek, başkası ise forvet rolüne itilmesi, orta saha merkezine önemli yük bindirdi. Bu yük, Assensio üzere oyun kurulumunda derine gelmeye meyilli bir oyuncunun da defans sınırına kadar inmesiyle daha da arttı. Bu türlü olunca, üçüncü bölgeye top taşıyacak bir yapı kurmak mümkün olmadı.

Tedesco için makus sınav

En Nesyri’nin bitirici rolde olması gerekirken kenara açılıp orta yapması, hamle aksiyonlarını zayıflattı. Öndeki oyuncuların hareketsizliği ve topu daima ayaklarına istemesi, grubun üretkenliğini önemli ölçüde düşürdü. Üçlü sistem; sırf bir diziliş değil, hem hamle hem de savunma prensipleriyle ayrıntılı biçimde çalışılması gereken bir sistemdir. Maç günü “bugün üçlü oynayacağız” demekle uygulanamaz. Bu sistem; tertip, tekrar ve saha içi ahenk ister. Mourinjo üçlü dizdi grubu ancak gerisini alandaki kaosa bıraktı. Bu kurgusal belirsizlik, ekibi her deplasmanda kırılgan hale getirir. Bilhassa geriye düştükten sonra taktiksel dokunuş mecburiyetini okuyamayan Tedesco için makûs bir imtihan oldu.

Anlamsız tablo!

Sahada bir tablo var! Her fırça kıymetli, her boya kaliteli ancak ortaya çıkan fotoğraf darmadağınık ve anlamsız. Zira o fırçaları bir sanatkarın eli birleştirmedi. İşte bu ekip da o denli; ferdî kalite var lakin ortak bir ruh, bir öykü, bir maksat duygusu yok. Kadro dediğin, yalnızca birlikte oynamak değil; birlikte öğrenmek, hissetmek ve birlikte uygulamaktır